DEVAM: 38- ŞİFA
MAKSADIYLA HASTAYA OKUNDUĞUNDA ÜFLEMEK BAB!
حدّثنا
سَهْلُ بْنُ
أَبِي
سَهْلٍ،
قَالَ: حدّثنا
مَعْنُ بْنُ
عِيسى. ح
وَحَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى.
حدّثنا
بِشْرُ بْنُ
عُمَرَ، قَالاَ:
حدّثنا
مَالِكٌ عَنِ
ابْنِ
شِهَابٍ، عَنْ
عُرْوَةَ،
عَنْ
عَائِشَةَ؛
أَنَّ النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم، كَانَ،
إِذَا اشْتَكَى،
يَقْرَأُ
عَلَى
نَفْسِهِ
بِالْمُعَوِّذَاتِ،
وَيَنْفِثُ.
فَلَمَّا
اشْتَدَّ
وَجَعُهُ
كُنْتُ
أَقْرَأُ
عَلَيْهِ، وَأَمْسَحُ
بِيَدِهِ،
رَجَاءَ
بَرَكَتِهَا.
Âişe (r.a.)'dan;
Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hastalandığı zaman kendi
üzerine Muavvize sûrelerini okurdu ve ûflerdi. (Son hastalığında) ağrısı
şiddetlenince ben O'na (Muavvize sûrelerini) okur ve bereketini umarak O'nun
eliyle vücûdunu sıvardım.
AÇIKLAMA: Aişe (r.anha)'nın ilk hadisinin başka kim tarafından rivayet edildiğine
bakılmalıdır. İkinci hadisi Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai tarafından da
rivayet edilmiştir.
Muavvizat:
Muavvize'nin çoğuludur. Kur'an-ı Kerim'in Felak ve Nas sürelerine Muavvize
süreleri denilir. Çünkü bu iki sürede Taviz, yani Allah'a sığınmaya dair
ayetler vardır. Hadis alimleri: Resül-i Ekrem (s.a.v.), bu iki süre ile beraber
İhias süresini de okuduğu için en az üç süre anlamını ifade eden çoğul siğası
kullanılmıştır, derler.
Nefs:
Üflemektir. Bu iki hadis, Allah'a sığınarak ve O'ndan şifa dileyerek hastaya
Kur'an-ı Kerim ayetleri veya Allah'ın isim ve sıfatları ve dualar okunduğu
zaman üflemenin de meşrü olduğuna delalet eder.
Müslim' in
"Tıb" kitabının "Hastayil Rukye babı" bölümünde Nevevi
özetle şu bilgiyi verir: Nefs: Hafif ve tükürüksüz üflemedir. B"u babtaki
hadis, hastaya okunduğunda üflemEmin müstehablığına delHet eder. Alimler bunun
caizliği üzerine ittifak etmişlerdir. Sahabilerin, tabiilerin ve onlardan sonra
gelenlerin cumhüru bunun müstehablığına hükmetmişlerdir.
Ebü Ubeyd demiş
ki: Ben Nebi (s.a.v.)'in hastaya okuduğunda üflemesinin keyfiyetini Aişe
(r.anha)'ya sordum. Aişe dedi ki; Kuru üzüm yiyen kimsenin (üzüme bulaşmış toz
gibi şeyleri gidermek için) üflemesi gibi idi, tükürüzsüzdü.
Üflemenin
faydası, Kur'an-ı Kerim ayetleri, Allah'ın isim ve sıfatları ve varid dualar
okunurken okuyucunun nefesi zikirle karışık halde çıkar ve böylece feyiz ve
berekete vesile olabilir. Şu noktayı da belirteyim: Her okuyucunun okuması ve
üflemesine aldanmamak gerekir. Günümüzde bir sürü büyücü, üfürükçü ve muskacı
sahte kimseler bulunur. Bunlardan fayda değil zarar gelir. İslam'ın tasvib
ettiği okuma ve üfleme, dini ilimlerle cihazlanmış, takva sahibi, dürüst,
karekteri mazbut, ibadete düşkün, haram lokmaya eğilmeyen, maddi çıkar
beklemeyen ve istismarcı olmayan kimsenin Allah'a sığınarak ve O'ndan şifa
dileyerek edeceği dua ve niyazla okuyup üflemesidir.
Buhari'de
rivayet edildiğine göre ravi Ma'mer şöyle demiştir: Ben, Nebi (s.a.v.)'in
üfleme keyfiyetini Zühri'ye sordum. O şöyle cevab verdi: Nebi (s.a.v.),
ellerine ünerdi, sonra elleriyle yüzünü meshederdi.
Yine Buhari'nin
rivayet ettiği bir hadiste; .. Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
ResululIah
(s.a.v.) yatağına gireceği zaman İhlas ve Muavvizeteyn (felak ve Nas)
sürelerini okuyup avuçlarına üflerdi. Sonra elleriyle, yüzünü ve ellerinin
yetişebildiği vücüdunun her tarafını sıvardı, Aişe demiştir ki: Sonra ResuluIlah
(s.a.v.) hastalanınca O'na böyle yapmamı bana emrederdi. Ravi Yünus demiştir
ki: Ben İbn-i Şihab'ın yatağına girerken aynı şeyi yaptığını gördüm,"
HADİSLERDEN
ÇIKAN HÜKÜMLER:
1. Hastalanan
kişinin kendİ üzerine İhlas, Felak ve Nas surelerini okuması ve okurken
ellerine üfleyip. elleriyle vücudunu sıvaması müstehabtır.
2. Hastaya
başkasının bu şekilde okuyup üflemesi müstehabtır. 3. Hasta, kendisine okuyacak
kimseden faziletçe, ilim ve takvaca üstün durumda ise; okuyucu anılan sureleri
okurken hastanın ellerine üflemeli ve hastanın elleriyle vücudunu sıvamalıdır.
Çünkü Aişe (r.anha) böyle yapmıştır.